Gelin çiçek derelim alıcı kuşlara verelim

Aşk, ayrılık, kadeh, keder şarkılarımızda sıkça karşımıza çıkan sözcükler. Ama bunların yanında müziğimizin nadiren faydalandığı kelimeler de var. Verkendini.com bunları sizler için derledi. Bu çalışma esnasında radarımıza çocuk şarkılarından iki fiil de katıldı.

Bar taburesi: Bu obje, Teoman’ın ” Paramparça” adlı eseriyle güfte dünyamızda yerini almıştır. Türk müziğinde yıllarca içki denince akla gelen meyhane masasının karşısına dik bir şekilde çıkmış, bir anlamda içki kültüründeki değişimi sembolize etmiştir. Aşırı alkol tüketilen ortamlarda bağıra çağıra söylenirken martı kulesi, fanta kulesi tarzında deformasyonlara uğramaktadır. Şarkının bir sonraki sözleri pek iç acıtıcı olduğundan eser içinde kritik bir köprü görevi de üstlenmektedir.

Bar Taburesi
Bar Taburesi
Alıcı Kuşlar
Alıcı Kuşlar

Alıcı kuşlar: Hayvanlar aleminde pek itibar görmeyen bu kuş türü, Nilüfer’in büyük popülarite kazanan ” Kar taneleri” adlı şarkısı sayesinde müzik dünyamızda ciddi anlamda prestij sahibi olmuştur. İsimlerinin eserin hemen başında geçmesi hafızalardaki yerlerini perçinleşmiştir. Bilimsel kitaplarda adları geçmemekle birlikte zor durumdaki insanların üzerinde dönüp durmaları onların pek de matah kuşlar olmadıklarını ortaya koymaktadır. Halıcı kuşlar, alıcı puştlar şeklinde yanlış kullanımları mevcuttur.

Derelim: “ Gelin çiçek derelim. Kollarına serelim. Sevgi dolu türkülerle annemize verelim.” Evet, her Anneler Günü bıkıp usanmadan dinlediğimiz bu şarkıda geçen dermek fiili, bu beste dışında ne müzik dünyasında ne de gerçek yaşamda karşımıza çıkmamakta. Elbette büyük kayıp değil ama insanın içinden bu fiili yalnızlığa terk etmemek için bir yerlerde kullanmak geçiyor ama olmuyor. Bilmeyenler için dermek; bir araya getirmek, derlemek, toparlamak anlamına geliyor.

Dermek
Dermek
Elven&Elvan
Elvan&Elvan

Elvan elvan: Cem Yılmaz’ın Anadolu Rock şakasıyla tam unutulmaya yüz tutmuşken hatırlanan ikilemeler ailesinin belki de en az bilinen üyesi. Ilgıt ılgıt, buram buram gibi akrabalarına oranla çok arka planda kalan bu ikileme, 5 Yıl Önce 10 Yıl Sonra grubunun Eurovision’da ülkemizi temsil eden “ Halay” adlı şarkısında “ Elvan elvan açsın dalda çiçekler” dizesi içinde ses bulmuştu. Ne yazık ki Avrupa sesimizi duymadı ve eser Eurovision’da 12.basamaktan ileriye gidemedi.

Badi parmağı: Yılların baş parmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak dizilişini yerle bir eden şarkı özü. İlk olarak Ezginin Günlüğü adlı grup tarafından seslendirilen “ Düşler Sokağı” adlı besteyle zuhur eden bu parmak türü bugün hala internet forumlarını meşgul etmekte ve badi parmağının klasik el dizilişinde hangi parmağa denk geldiği sorgulanmaktadır. Yaygın kanı, işaret parmağı anlamına geldiği yönündedir. Şarkıda bu parmağa bir kuşun konmasının istenmesi ise işleri daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir

Badi Parmağı
Badi Parmağı
Dikiz Aynası
Dikiz Aynası

Dikiz aynası: Daha çok modern dönemi çağrıştıran bu araba parçasının geçtiği eser Oya-Bora ikilisinin “ Saraylı” adlı şarkısı. “ Kalk gidelim be saraylı. Minderi kendinden yaylı. Bak dikiz aynam kalaylı” dizeleri şarkının nakarat bölümünü oluşturmakta. Saraylı ve yaylı minder ifadeleri geçmişe gönderme yapsa da eserin bütününü dinleyip olayın hangi zaman diliminde geçtiğini söylemek mümkün değil. Şarkının bu bölümü ile ilgili “Taktiki naynay kolay mı?”, “ Baktı ki saydam olay mı?” tadında kullanımlar da mevcut.

Çalkarım: “Erken yatarım, erken kalkarım bir yumurtayı sütle çalkarım” sözlerini içeren çocuk şarkısı kuşkusuz birçoğumuzun yaşamında yer edinmiştir. Ağırlıklı olarak kahvaltı hazırlıkları esnasında söylenen bu şarkıda kullanılan çalkmak fiili neredeyse sadece bu esere mahsustur ve başka hiçbir yerde kolay kolay kullanılmaz. Şarkı son yıllarda şarkı çalkarım yerine çırparım şeklinde söylenmektedir. Bu arada TDK’nın internet sitesinde çalkmak eylemine ait kayıt bulunmamaktadır.

Çalkmak
Çalkmak
Müzikomani
Müzikomani

Müzikomani: Sözlükte karşılığı olmayan, müzik çılgınlığı anlamında kullanılan bu sözcük Süavi Karaibrahimgil’e ait ve aynı zamanda şarkının da adı. Eserde armoni,kolon, vat gibi müziğimizde sık rastlanmayan başka kelimeler de geçmekte. Ayrıca orijinali “ duyamıyorum melodi hani” olan ancak sıkça “ duyamıyorum melodikani” şeklinde söylenen bir bölüm de bulunmakta. İlginç bir nokta da şarkının çıkışından yıllar sonra Süavi Karaibrahimgil’in yeğeni Nil Karaibrahimgil’in Pırlanta adlı eserinde tek taş sözcüğünü geçirerek güfte dünyamıza nadide bir mücevher armağan etmesi.

Bağlamda: Aslında bağlam sözcüğünün müzik dünyasına entegrasyonuna Ezginin Günlüğü, Yeni Türkü, Mozaik gibi grupların ya da Onur Akın, Ahmet Kaya gibi şarkıcıların önayak olması beklenirdi. Fakat gol sürpriz bir isim Özcan Deniz’den geldi. Deniz; Balık,rakı,roka üçlemesiyle süratli başlayan “ Bir dudaktan” adlı şarkısının nakarat bölümünde hüzünlenip , “Bir açıldım, bir kapandım duygusal bağlamda”, diyerek esere entelektüel bir boyut kazandırdı. Şarkıda yıldızları kırparak meze yapma ve gıdıktan öpme gibi ilginç fantezileri içeren sözler de bulunmakta.

baglam
Bağlamda

Rastık /Halhal: Nükhet Duru’nun “ Mahmure” adlı şarkısı, oynak ritmi kadar eserde geçen rastık sözcüğüyle de ilgi uyandırmıştı. Türkiye’nin büyük bir bölümü rastığın kadınların kullandığı bir makyaj malzemesi olduğunu bu parçayla öğrendi. Eserin şıkırlı, tıkırlı, fıkırlı nakarat bölümü çok zorlayıcıydı ve özellikle alkollü ortamlarda şarkıya eşlik etmek isteyenlerin garip gürültüler çıkarmasına yol açtı. Bu ekole girmişken, önce Barış Manço sonra da sadece eserde Nazo Gelin adı geçtiği için bu parçayı repertuarına alan Nazan Şoray tarafından seslendirilen “halhal”ı da anmak gerekir. Halhal, kadınların ayak bileklerine taktıkları bir bileziktir. Bu aksesuar şehirliler tarafından bu parça sayesinde öğrenilmiştir. Şarkı, çocuklar tarafından maçlarda atılan gollerden sonra “ al al” şekline evrilerek rakipleri kızdırmak için söylenir.

Rastık&Halhal
Rastık&Halhal
Scroll to Top